remove
Trendler 19-3-2024 8 Dakikalık Okuma

Tiffany’de Kahvaltı’nın Renkli Siması Holly Golightly’nin Stili

  • 240
  • Tiffany’de Kahvaltı, Amerikalı oyun ve öykü yazarı Truman Capote’nin 1958 yılında yayımlanan ve kendi hayatından izler de taşıyan başarılı bir novellasıdır. Kitap hayatta kaybeden iki insanın kalplere dokunan aşk hikâyesini, neşeli ve eğlenceli bir anlatımla okuyucuya gösterir. Ancak kelimelerin altında derin bir mutsuzluğun yattığı karamsar bir tema vardır.

    Kitap, ismini New York’da bulunan ünlü ve tarihi mücevher dükkanından alır. Çünkü kitabın karakteri olan Holly, ne zaman karamsarlığa kapılsa bu ünlü mücevher dükkanının önüne gider. Orada soluklanırken ayaküstü kahvesini içer, sandviçini yer ve pırlantaları seyreder. Mağazanın temsil ettiği zenginlik ve pırlantaların sunduğu şıklık Holly için en büyük rahatlatıcıdır.

    Truman Capote’nin ses getiren bu kitabı 1961 yılında ise Amerikalı ödüllü yönetmen, film yapımcısı, senarist ve aynı zamanda da oyuncu olan Blake Edwards tarafından aynı isimle sinemaya aktarılmıştır. Blake Edwards ülkemizde halen keyifle izlenen Pembe Panter (The Pink Panther) filmleri ile tanınır. 

    Tiffany’de Kahvaltı filminin senaryosu George Axelrod tarafından uyarlanmıştır. Filmin müziklerini ise Amerikalı besteci ve aranjör Henry Mancini tarafından yapılmıştır. Ülkemizde ise vizyona ilk olarak ‘Çılgınlar Kraliçesi’ olarak girmiş daha sonrasında ise asıl orijinal ismiyle gösterilmiştir.

    Başrollerini Audrey Hepburn (Holly Golightly) ve George Peppard’ın (Paul ‘Fred’ Varjak) üstlendiği film, 2 Oscar kazanmıştır. Filmin unutulmaz şarkısı olan ‘Moon River’ Audrey Hepburn’un kendisi tarafından seslendirilmiştir. Şarkının sözlerini Johnny Mercer yazmış ve Henry Mancini bestelemiştir. Bu şarkı ile Mercer ve Mancini’ye En İyi Özgün Şarkı Oscar’ını getirirken Mancini de En İyi Özgün Müzik dalında Akademi Ödülü almıştır. Aynı yıl Mancini bu muhteşem müziği ile Grammy Ödülü de almıştır.

    Filmin oyuncuları belirlenirken Holly rolü için Hepburn yerine Marilyn Monroe, Paul Varjak rolüne ise Peppard yerine Steve McQueen düşünülmüştü. Şimdi bu ikonik filmin konusuna kısaca bakalım!

    Tiffany’de Kahvaltı Filminin Konusu

    Alışılmışın dışında dinamik bir eğlence ortaya koyan Breakfast at Tiffany’s filmi gizemli bir romantizm sunar. Film, iki çok güzel ve sosyal ancak aykırı kişi arasındaki aşk hikâyesini izleyiciye anlatır. Breakfast at Tiffany’s yönetmen Blake Edwards’ın kariyerinin en önemli mücevherlerinden birisidir.

    Audrey Hepburn’ün heyecan verici kişiliği perdede canlı bir şekilde hayat bulur. Bu filmi çekici hale getiren karakter, filmin odak noktası olan özgür ruhlu kahramanı Holly Golightly’dir. Hollywood menajeri rolünde Martin Balsam, Bayan Hepburn’ün terk edilmiş kocası rolünde Buddy Ebsen ve Peppard’ın zengin sponsoru rolünde ise Patricia Neal da yer alır. Sanatsal açıdan film, sinematik bir ustalık örneğidir. Franz F.Planer’ın technicolor fotoğrafları ve Henry Mancini’nin unutulmaz karamsar müzikleriyle dikkat çeker.

    Film, bizi Manhattan’da vitrinlere bakan Holly ile tanıştırarak başlar. Holly’nin oturduğu apartmana yazar tıkanıklığı yaşayan Paul taşınmıştır. Paul’un taşındığı sabah bir telefon trafiği sayesinde ikili tanışır ve kısa sürede arkadaş olurlar. İkili birlikte bir partiye giderler ve bu parti meselesi gürültülü bir olaya dönüşür. Sonrasında ikili birlikte bir gün yaşamak için şehre giderler. Orada daha önce hiç yapmadıkları şeyleri yaparken duyguları da normal bir arkadaşlıktan daha derine doğru akar.

    Pervasız ve Çılgın Holly Golightly Karakteri

    Tiffany’de Kahvaltı, altmışlı yılların kadınını tüm beden ve ruh haliyle gösterir. Holly karakteri, kimse tarafından tanımlanmamayı, ancak bir erkek tarafından sahiplenilmeyi çaresizce isteyen birisidir. Holly dışarıdan bakıldığında sofistike, seksi ve partilerin en aranan kişisi olurken yalnız kaldığında ise savunmasız, nevrotik birisi olur. Holly film boyunca birçok erkekle ilişki kurar. Bunların çoğu romantik ilişkilerdir. Filmde odaklanılan ilişkisi yeni komşusu Paul Varjak ile olandır.

    Holly film boyunca giydikleriyle yaptıklarıyla kendine güvenen bir karakter çizer. Karakter, Marilyn Monroe gibi ‘hanımefendi’ ya da June Cleaver gibi ‘ev hanımı’ olmak gibi farklı iki kadın stereotipinin aksini gösterir. 

    Holly Golightly, 1960’lardan daha modern ve alışılmadık bir kadın tipini anlatır. Tek başına bekâr bir kadın olan Holly, bekar kadınların nasıl davranması gerektiğine dair ipuçları verir. Film o dönemin kadınlarını o kadar etkilemiştir ki gösterime girdiğinde filmi izleyen çoğu genç kız büyüdüğünde Holly gibi olmak istemiştir.

    Holly’yi oynamak, Hepburn’ün liderlik ettiği bu yeni kadın tipine dışa dönük bir hava katmıştır. Holly Golightly karakteri; yaşı, cinsel yaşamı veya sosyal konumu ne olursa olsun gösterişin herkese açık olduğunu gösterir. Holly’nin kişisel alanına filmde çok az yer verilir. Daha ziyade arayışları ön plandadır. Holly’in yeni deneyimler keşfetmek ve evlenmek için zengin erkek arayışını gösterir. Ancak bu durum onun iç dünyasını yansıtmaz.

    Holly’nin Ruhunu Yansıtan Kıyafetleri

    Hepburn filmde giydiği kıyafetlerle bağımsız kadın figürü olarak size de ilham verebilir. Audrey Hepburn’ün Tiffany’de Kahvaltı filmindeki gardırobu, 1960’ların kokteyl elbiselerinden gündelik kıyafetlere ve trençkotlara kadar birçok farklı kombini içerir. Hubert de Givenchy imzalı ikonik siyah kokteyl elbiseleri şık ve gösterişli mücevherlerle tamamlanır. Siz de bu unutulmaz ve zamansız şıklığı yakalamak isterseniz özel zamanlarınız için Charlote Siyah Abiye elbiseyi tercih edebilirsiniz. İsterseniz aksesuar olarak klasik iri incilerle tamamlayabilir tarzınızı klasik bir çizgiye taşırken daha modern metal aksesuarlarla da farklı bir harekette katabilirsiniz. 

    Büyük boy Oliver Goldsmith güneş gözlükler filmdeki en dikkat çekici aksesuarlar arasında yer alır. Ayakkabılar da ise siyah kedi topuklu ayakkabılar ve bale ayakkabıları ön plana çıkar. Bu filmde ikonik 1960’lar modasını açıkça görebilirsiniz. Audrey Hepburn’ün açılış sahnelerindeki efsanevi siyah elbisesi tam bir klasiktir. Bu elbiseyi ve filmdeki diğer kıyafetleri Hubert De Givenchy tasarlamıştır. Audrey Hepburn’un yansıttığı siyah şıklığını hem özel zamanlar hem de günlük kıyafetlerde kullanmak isterseniz Shalia Siyah Elbise tam size göre bir tercih olacaktır.

    Holly’nin randevusundan sonra giydiği, mücevherli pembe kokteyl elbisesi bilinmeyen bir tasarımcıya aittir. Hepburn pembeyi de siyah kadar harika bir şekilde üzerinde taşır. Pembenin keyifli halini gardırobunuza taşımak ve Holly’in tarzını yakalamak isterseniz Zailyn Pembe Elbise modelini tercih edebilirsiniz Sırt dekoltesi ile sizi özel günlerinizde ve hatta ofis ortamında dahi sofistike bir görünüm sunacaktır.

    Audrey Hepburn, Holly Golightly rolünün kariyerinin en çekici rolü olduğunu söylemiştir. Filmde Holly’yi ilk gördüğümüz sahnede siyah kokteyl elbisesini giyer. Bir taksiden inerken görülür ve üzerindeki İtalyan satenden tasarlanan sırt dekolteli elbise ve aksesuarlarıyla Holly rüya gibidir. Bu filmin en popüler kıyafeti olan siyah mini elbise ise Christie’s Müzayede Evi’nin 2006 yılında 1 milyon dolardan fazla bir fiyata sattığı elbisedir.

    Tiffany’de Kahvaltı, Hollywood şıklığını yeniden tanımlayan bir film olarak tarihe geçmiştir. Yunan Togası veya Hint sarisinin zarif bir birleşimi olan beyaz elbisesi de dillere destan kıyafetler arasında yer alır. Holly karakteriyle özdeşleşmiş şapka ve siyah güneş gözlükleri filmin en ikonik görünümlerindendir. Büyük şapka ve güneş gözlükleri oldukça şık ancak farklı bir tarzın yansımasıdır. Film vizyona girdiğinde Audrey Hepburn’ün Tiffany’de Kahvaltı filminde giydiği her bir kıyafet olay yaratmıştır. Bu açıdan da ikonik 1960’lar modasını merak ediyorsanız bu filmi seyretmeniz yeterlidir.

    Sarar kadın giyim koleksiyonlarında bu ikonik stili yansıtan kıyafetleri bulabilirsiniz. Sarar’ın kusursuz terzicilik ile ortaya koyduğu kıyafet seçeneklerini değerlendirebilirsiniz. Yeni koleksiyonlar, haberler ve indirimler hakkında bilgi sahibi olabilmek içinde e-bültenine üye olabilirsiniz.

    Diğer Makaleler